Depresyon Tedavisinde İlaç Kullanım İlkeleri

Cinnet Geçirmek
20 Ağustos 2017
Anksiyete Bozuklukları
20 Ağustos 2017

Depam da  tedaviye aldığımız hastalar ve panik-atak.com/ depam.com sitelerimizdeki üyelerimiz; Panikatak ve depresyon tedavisinde kullandığımız ilaçlarla ilgili yoğun sorular sormaktadırlar. Aşağıda en çok sorulan soruların cevaplarını bulacaksınız.

 En Sık Sorulan Sorular ve Cevapları:

  • Depresyon ve Panikatak Tedavisinde Ne Tür İlaçlar Kullanılmaktadır?Yan etkileri Nelerdir?
  • İlaçlar Bağımlılık Yapar mı, Kalıcı yan etkileri var mı?
  • İlaçlar Beyne  hasar verir mi? Kansere yol açar mı?
  • İlacı içmediğimizde fena oluyoruz, hep ilaç mı kullanacağız?(ilaç kesilme sendromu)
  • İlaçları bıraktığımızda hastalık tekrarlar mı?
  • İlaçları hangi dozda ve sürede kullanmak gerekir?-İlaç iyi gelmediyse ne yapmalıyız?İlacı ne zaman değiştirebiliriz?
  • İlacı kesme kriterleri nedir?
  • Panik krizinde  paniği durduracak bir ilaç var mı?
  • Gebelikte ve emzirme döneminde kullanılacak ilaç var mı?
  • Depresyonun  ve Panikatağın bitkisel ilaçlarla tedavisi mümkün mü?
  • Antidepresanların cinsel yan etkilerini gidermek için neler yapılabilir?

DEPRESYON TEDAVİSİNDE NE TÜR İLAÇLAR KULLANILMAKTADIR?

  1. a) Antidepresanlar

Eski kuşak antidepresanlar

Yeni kuşak antidepresanlar

MAO inhibitörleri

  1. b) Anksiyete gidericiler

-Yeşil reçeteye tabi olanlar

-Normal reçeteli olanlar

  1. c) Yardımcı ilaçlar

-Mide –Barsak sistemi için

-Kalp-Damar sistemi için

-B vitaminleri

-Adet öncesi artan panik-depresyonu azaltan ilaçlar

-Doğal –Bitkisel destek ürünleri

  1. a)  Antidepresanlar:

    Deprersyon ve Panikatak tedavisinde en önemli ve temel ilaçlar antidepresanlardır. Bu ilaçları kullanmaya başladıktan 15 gün sonra etkileri başlar. Nadiren ilk haftada da başlayabilir…Tam etkilerinin hisedilmesi ise; kişiden kişiye değişmekle beraber, 6- 8 haftayı bulabilir…

   Eski Kuşak  Antidepresan İlaçlar: Tofranil, Anafranil, Ludiomil, Maprotil ,Laroxyl gibi ilaçlardır. Bu ilaçların yan etkileri,  anksiyete-panik belirtilerini artırmaları nedeniyle çok tercih edilmezler. Bu etkisiz oldukları anlamına gelmez. Özellikle Tofranil panik tedavisinde çok etkilidir. Yeni geliştirilen bir çok ilaç Tofranille mukayeseli çalışmalar yapılarak geliştirilmektedir. Bu ilaçlar yeni kuşak ilaçlara  göre çok ucuzdur…Doktor durumunuza ve ekonominize göre bu ilaçları tercih edebilir. İlaç ucuz diye şaşırmayın. Yan etkileride zamanla azalır. Daha çok başlangıç günlerinde yan etkiler yoğundur.

Ne tür yan etkileri vardır?

-Çarpıntı

-Ağız kuruluğu

-Ateş basması

-Baş dönmesi

-Kabızlık

-idrarda tutukluk

-iştahta artış (Yeni kuşak ilaçlarda da var)

-Cinselliği baskılama(Yeni kuşakta da var)

-Hipomani- Mani

-Uykululuk, sersemlik, dalgınlık hali

-Unutkanlık

Yukarıdaki belirtilerin bir kısmı Depresyon ve  panikatak ta da olduğundan bir çok insan bu ilaçları kullanmaktan çekinir.Ama doktor kontrolunde ve küçük dozlarla başlayıp artırılınca tolere edilebiliyor, Bazen çarpıntı giderici yardımcı ilaçlarla yan etkiler azaltılabiliyor….İlaçları mutlaka tedavi dozunda ve tedavi süresince kullanmak gerekir. Depresyon ve Panikatak da  Tofranilin günlük dozunun 150-300 mg arasında olması gerekir.Süreyi ise hastalığınızın durumuna göre doktor belirler…

Yeni Kuşak Antidepresanlar:  Prozac (deprex,zedprex,fulsac  da prozac la aynı içeriğe sahiptir daha ucuzdurlar) ,Lustral(seralin,serdep) Cipram(citol,Relaxol,citara) , Cipralex, Citoless Efexor, Remeron, ixel,Desyrel , Faverin Seroxat, Paxil, gibi ilaçlardır. Mutluluk yaratan serotonin ileticisinin işlevini yaptıktan sonra hücre içine alınıp yıkılmasını engellerler .Bu yüzden serotonin geri alım inhibitörleri denmektedir. Ne tür yan etkileri olabilir?

İştah da artış:Özelikle tatlıya karşı aşırı bir istek olur Yemek miktarı artar, çabuk acıkılır.Kilo artışı görülebilir..Bazı insanlarda  iştah azalır ve kilo kaybı olur.Bunun oranı % 5i geçmez. Kişiden kişiye çok değişir.Aynı ilaç birinde aşırı kilo diğerinde zayıflamaya sebep olur…Bazı insanlarda metabolizmayı yavaşlatarak  kilo alımına sebep olabilirler.

Cinselliği baskılama: Erkeklerde geç boşalma bazen boşalamama.(erken boşalım sorunu olanlar için süper iyi bir etki) ,Sertleşme sorunu, cinsel isteksizlik. Kadınlarda da cinsel isteksizlik, orgazm olamama hali ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler asla kalıcı değildir. Zamanla azalır, bazen geçer, bazen aynen kalır ama tedavi bitince bunlarda geçer. Erkekler Viagra benzeri ilaçlarla ereksiyon sorununu giderebilme şanslarına sahipler.Kadınlar içinse çalışmalar devam etmektedir…Bu konuda başka neler yapılabileceğini  aşağılardaki bölümlerde okuyacaksınız.

-Serotonorjik Sendrom:Bu ilaçlar antidepresan ve antipanik özelliklerini Serotonin üzerinden gösterirler. Serotonin halk arasında “mutluluk hormonu” olarak bilinir.Sinir sisteminde iletimde rol oynar.Duyarlı insanlarda ,aşırı serotonin deşarjı olur.Kişide huzursuzluk, anksiyete hali, panik belirtilerinde artış, aşırı ateşlenme, kafada basınç hissi, mide bulantısı ve kusma gibi belirtiler ortaya çıkar. Böyle bir durumda ilaç hemen kesilmelidir.Bir iki günde her şey normale döner.Zararlı bir etki olmaz….Bu etkiyi yaşayanların gittikleri doktora bu bilgiyi mutlaka vermeleri gerekir. Duyarlılığı olanlar farklı ilaçlar denemeli, o da olmuyorsa eski kuşak ilaç kullanılmalı. Bu sendromun görülme oranı %3-5 gibi düşüktür…

-Unutkanlık   :Eski ve yeni kuşak ilaçların hepsinde bu yan etki vardır.

-Dalgınlık-sersemlik-uyku hali: Bu oranda %5-10 arasıdır. Yeni kuşak ilaçlar genelde yaşamla uyumludur. Her işinizi aksatmadan yapabilirsiniz. Bazen gece alındıklarında uykuyu kaçırırlar.Gündüz kullanmak gerekir. Uyku yaparsa geceye kaydırılması gerekir… 

-Sinirlilik: Bazı kişilerde sinirlilik, huzursuzluk görülebilir.

Hipomani-Mani: Daha önceden manik atak geçirenlerde ve maniye yatkın olanlarda antidepresanlar Hipomani  veya Maniye yol açabilirler.Kişi aşırı coşkulu ve neşeli olur. Sürekli gezmek, eğlenmek ister. Çok konuşur bazen sesi kısılır.Az uyur ve kendine aşırı güvenir. Her işin altından kalkabileceğini düşünerek riskler alır ve zarara girer…Çok para harcar, ölçüsüz borçlanır ve sağa sola hediyeler almaya başlar. Karşı cinse ilgisi artar, sex gücü çok artar.Sık partner değiştirir.Sevgilisini, eşini aldatmaya başlar.Bazende aşırı dine yönelim olur.Bazıları kendisini ermiş, evliya gibi görür.Daha ileri gidenler paranoyakca düşünmeye başlarlar. Antidepresanların mutlaka doktor denetiminde kullanılmasının bir gerekçeside budur. Bu durumda ilaç hemen kesilip maniyi bastıracak ilaçlara geçilir.

-Aşırı Rahatlık: Bazı insanlarda uzun süreli antidepresan kullanımı duyarsızlık, aşırı rahatlık geliştirir.Eskiden alındığı, önem verdiği durumlara  duyarsız kalır.Tepkisizlik gelişebilir.

-Karaciğer enzimlerinde yükselme: Bütün antidepresanlar karaciğerde işleme tabi tutulurlar.

SGOT, SGPT, GGT enzimleri  normalin iki -üç  katına çıkabilir.Bir zararı yoktur. Karaciğerinde sorunu olanların her ay enzim baktırması gerekir .Çok yükselirse doz azaltılır. Karaciğerinde  hastalık olmayanlar korkmasın ,ama 6 ayda bir enzim baktırabilirler…

-Adet düzensizlikleri: Antidepresan alan hanımların bir kısmında adet gecikmesi ve düzensizlikleri olabilir. Korkulacak bir durum değildir.İki ay üst üste adet göremeyen hanımların jinekoloğa gitmesinde fayda vardır.

Mao İnhibitörleri:

Sinir sistemindeki ileticiler: dopamin, serotonin, adrenalin in yıkımını sağlayan mao enzimini engelleyen ilaçlardır.Türkiye de Aurorix olarak bulunmaktadır. Kişisel görüşüm etkili bir ilaç olmadığı yönündedir… Bir çok antidepresanın prospektüsünde mao inhibitörleriyle birlikte kullanılmaması yazar.Türkiyede zaten nadir bir kombinasyondur. Hekimler genelde tek  bir antidepresan yazarlar, kafaya takılacak bir durum değildir.Bazen bir arada kullanılabilen iki antidepresan bir hastada kullanılabilir.İlaçlar biribirilerinin etkisini artırır.

b)Anksiyete (kaygı)giderici, sedatif ilaçlar:

Bu ilaçlar depresyonda % 50 oranında olabilen; anksiyete-panik  belirtilerini gidermek için yardımcı olarak , geçici bir süreliğine kullanılabilir.

Yeşil reçeteye tabi olanlar: Xanax, Nervium, Diazem, Rivotril, Tranxline,Ativan gibi ilaçlardır. Panikatak da en sık kullanılan xanax tır. Bu ilaçlar kısa süreli 1-3 ay kullanılıp bırakılması gereken ilaçlardır.Bağımlılık yapma riskleri vardır. Zamanla merkezi sinir sistemini baskılayıp depresyona yol açarlar. Ayrıca xanak ve diğer yeşil reçete  bağımlıları ilacı  geciktirince veya alamadıklarında panikatak yaşarlar. Bir çok panikatak hastası yanında xanax taşır. Sıkışınca alır ve yatışır. Bazıları yıllarca taşır ama kullanmaz. Bir güvence nesnesi olarak yedekte bekler.Es kaza  ilaç unutulmuşsa birden panik yaşayabilirler.Bu nedenle çok gerekmedikçe yeşil reçete ilaçlarına “bulaşmamak” gerekir. Bazı hastalarda xanak dan dolayı esas tedavisini geciktirmektedir.Böylece hastalık daha dirençli hale gelmektedir.

Yeşil reçeteye tabi olmayan kaygı gidericiler: Atarax, pasiflora, buspon, Nervikan, Dideral.

En çok kullanılan bu ilaçlardır. Bağımlılık riskleri yoktur. Nervikan bitkisel kökenlidir.Melisa ve valleryan içerir. Dideral  kalp ritmini düzenleyici, tansiyon ayarlayıcı bir ilaçtır. Beta blokerlerden olduğundan kaygıda  giderir.Hatta guatırda, psikolojik el titremelerinde de kullanılmaktadır. Her ilaçta olduğu gibi, bunlarında mutlaka doktor tarafından reçete edilmesi ve takip edilmesi gerekir.Örneğin tansiyonu çok düşük olan birisi eczaneden yada birisinin önerisiyle “ezbere” dideral kullansa tansiyonu dahada düşecek belki şoka girecektir.

Bu ilaçlar yeşil reçete ilaçları kadar güçlü değillerdir.Ama daha güvenlidirler…

Bir çok hasta “başı sıkıştığında “ pasiflora şişesini “ağzına dikmektedir”.Dahiliyeciler ve diğer branş doktorları bu ilacı sık reçete etmektedirler.Hafif  bir ilaçtır Atarax  ise aynı zamanda alerji gidericidir.Cildiyecilerde çok sık reçete etmektedirler.

C-Yardımcı İlaçlar:

Depresyon ve Panik atak yaşayanların çoğunda midede gaz, şişkinlik, hazımsızlık olabilir. Çoğunda da çarpıntı, tansiyon yükselmeleri ,ateş basmaları , titremeler görülür. Psikosomatik mide hastalıklarında kullanılan Librax, Klipax ( Madde bağımlıları bu ilaçları suistimal ettiklerinden yeşil reçeteye alındılar) Tranko Buskas gibi ilaçlar ;depresyonun ve paniğin mide- barsak sisteminde yaptığı etkileri ortadan kaldırırlar. Bunlarında bağımlılık riski olabilir. 3 aydan fazla kullanmamak doğru olur.

Panikatak sırasında tansiyonu yükselen ve çarpıntısı yoğun olan hastalara  verilecek Dideral, Beloc benzeri ilaçlar hastaları çok rahatlatır. Bazı depresyonlarda da yoğun kaygı-panik hali bu tür ilaçlarla yatışır. Tekrar vurguluyorum “ her ilaç hem şifa hem zehirdir.” “ DOKTOR KONTROLU OLMADAN  ASLA KULLANILMAZ”

B vitamini komplexleri de faydalıdır.B6 vitamini mutluluk hormonu denen serotoninin yapımında rol oynar.Genel anlamda sinir sistemini ve direnci güçlendirirler. Depresyona  bağlı ağrıları, uyuşmaları gidermede yardımcı olurlar…Kan yapımını artırırlar. Adet öncesi sendromunu yaşayan ve depresyonu ,panik atağı artan hanımlarda çok yararlıdırlar. Adet öncesi bir hafta boyunca günde iki kez alınacak B vitamini komplexleri hanımların şikayetlerini azaltır.

Günde  300-400 mg kadar alınacak Magnezyum tabletleri de  adet öncesi artan paniği, depresyonu hafifletir…

Doğal-Bitkisel Destek Ürünleri: B vitamini ve  sinir sistemini yatıştırıcı özelliği olan Magnezyumdan yukarıda kısmen bahsettik. Bunlara ilave olarak Omega 3 ürünleri de faydalıdır.Melisa, Papatya, Rezene, kediotu, Sarı kantaron da bitkisel destek ürünleridir.

Şunu hatırlatayım ki, her bitkisel şey zararsızdır diye bir kural yoktur. Bunları çaylarıda satılmaktadır. Günde bir fincan melisa,bir papatya, bir rezene çayı panik belirtilerini azaltabilir…Ihlamur ve ada çayıda faydalıdır. Östrojeni düşük olan hanımlar her gün bir bardak ada çayı içebilirler…Menapoz sorunu yaşayıp anksiyetesi artan hanımlar; buna ilave olarak “civan perçemi” kaynatıp her gün  yarım kahve fincanı kadar içebilirler…

Haftada iki gün somon balığı yemek omega 3 ihtiyacını doğal yoldan karşılayabilir.(ızgara olarak)  Kış mevsimlerinde Magnezyumdan zengin pırasa, folik asiten zengin ıspanak mutlaka yenilmelidir.Mide ve hazım sorunları için turp salatada mutlaka olmalıdır.Ton balıklı yeşil salata her gün yenebilir…

Omega 3 ve 6 dan zengin olan çörek otundan hergün bir tatlı kaşığı yemekte yararlıdır.Çörek otu bağışıklık sistemini güçlendirir.Sık sık enfeksiyon geçirenler için yardımcı bir üründür.

Bu yardımcı doğal destek ürünleri ilaçlarla birliktede alınabilir ( önerdiğim ölçülerde).Depamda çoğu hastama bunları öneriyorum… Tamamen doğal yöntemlerle tedavi olmak isteyenlere  bu ürünleri bir paket proğram şeklinde uyguluyorum. Tecrübelerim gösteriyorki, hafif panikatak ve depresyonlarda  etkililer. Orta ve ağır olgularda kesinlikle kimyasal ilaç kullanmak gerekir…

Hamile ve süt emziren hanımlarda doğal destek ürünleri ilk tercihimdir. Ağır olgularda kar- zarar hesabı yapılıp kullanılabilen kimyasal ilaçlara geçiyorum. İleride bu konuyu ayrı bölümde okuyabileceksiniz…

İLAÇLAR BAĞIMLILIK YAPAR MI? KALICI YAN ETKİLERİ VAR MI?

Depresyon ve Panikatak tedavisinde kullanılan ilaçlar  Depresyon giderici ilaçlardır(Antidepresanlar). Bağımlılık yapmazlar.Alışkanlık yapmazlar. Asla kalıcı bir yan etkileri yoktur.

Yeşil reçeteye tabi olan Xanax benzeri ilaçlar, doktorun önerisi dışında kullanılır, yada doktor  gereğinden fazla uzun kullandırırsa bağımlılık riski vardır.

Antidepresanların  birden kesilmesi durumunda ;baş dönmesi, bulantı, ateş basması, sinirlilik, huzursuzluk, hastalık belirtilerinde artış gibi “kesilme sendromu” yaşanır. İlaç alınınca bu belirtiler geçer. İşte bunu yaşayan hastalar, “ eyvah ilaca bağımlı oldum” diye düşünürler. Oysaki bağımlılık söz konusu değildir. Diğer yandan, ilacı yetersiz kullanan, kısa sürede kesen insanlarda da hastalık tekrarlar. Morali bozulan hastalar ilaçsız yapamayacaklarını düşünürler. Halbuki ilaç kullanım kurallarına uyulmamıştır…

İLAÇLAR BEYİNE ZARAR VERİR Mİ? KANSERE YOL AÇAR MI?

Antidepresanların bir çoğu dikkati, hafızayı, refleksleri  baskılayabilir.Bazı kişilerde uyku hali, sersemlik oluşturabilir. Bu etkiyi yaşayan kişiler “ilaç beynime hasar mı verdi?” diye düşünürler. Bir kısmı ilacı bu yüzden bırakır.Bu yan etkiler zamanla azalır.Bazı insanlarda  ise beyinsel fonksiyonlar artar. Uzun vadede antidepresanlar zihinsel fonksiyonları artırır. Hatta bağışıklık sistemini de güçlendirirler.Bu nedenle asla Kansere yol açmazlar. Stres bağışıklık sistemimizi baskılayarak her türlü enfeksiyona, kalp hastalıklarına ve kansere yol açar. Antidepresanlar stresi yok ederek kansere ve enfeksiyonlara karşı vucudu korur.

Yapılan bilimsel araştırmalarda; uzun süreli strese maruz kalanların savunma hücreleri zayıflamaktadır. Bütün hastalıklarda aşırı ve uzun süreli stres baş rol oynamaktadır.Antidepresan tedaviyle savunma hücreleri eski gücüne kavuşmaktadır.

İLACI İÇMEDİĞİMİZDE FENA OLUYORUZ, HEP BU İLACI İÇECEKMİYİZ?

Antidepresanlar  birden bırakıldığında “Kesilme Sendromu” na yol açarlar. “fena oluyoruz” denen olay budur.Şiddetli baş dönmesi, iteklenme hissi, düşme bayılma hissi, bulantı, sıkıntı, sinirlilik, huzursuzluk, terleme, titreme, ağrılar, çarpıntı ve hastalık belirtilerinde artma görülür. Antidepresanlar asla birden bırakılmaz. Yeşil reçete ilaçları da aynı kurala tabidir. Hatta daha da önemlidir. Günlere, haftalara hatta aylara yayarak kesmek doğru olur. Kesilme sendromundan bir an önce kurtulmak için  bırakılan ilacı hemen almak gerekir. Almak istemezsek ne olur? Bir iki hafta kadar sıkıntı yaşanır ve geçer. Tedavi olmadan kesmişsek hastalık tekrar yaşanır…

İLAÇLARI BIRAKTIĞIMIZDA  HASTALIK  TEKRARLAR MI?

Depam da tedavi ettiğim hastalarımdan da biliyorum. En sık sorulan soru şudur?

“Dr. Bey ilaçları bıraktığımızda ne olacak? Hastalık tekrarlayacak mı?”

Her hastalıkta olduğu gibi Depresyon ve panikte de belli bir tedavi süresi vardır. İlk defa Depresyon ve panik atak yaşayan birinin en aşağı bir buçuk yıl ilaç kullanması gerekir. İyi olur olmaz ilacı kesmek yanlıştır.Zaten bir süre sonra hastalık tekrarlar. Depresyon ve Panikatak sık tekrarlayan bir hastalıklardır.. Tam ve düzenli bir tedaviyle %40 tam düzelme şansı vardır. %40  hafif tekrarlarla seyreder. % 20 oranında da düzelir fakat aynen tekrarlar ve hep tedavi gerektirir…

Dolayısıyla şöyle toparlayalım:

-zamanından önce  kesilen ilaç tedavisi hastalıkların  tekrarlamasına sebeptir.

-Tam  ve kuralına uygun tedaviyle  ;kimi hastada hastalık tekrarlamaz.Kimisinde tedavi gerektirmeyecek düzeyde “yoklamalar” olur. Kimisinde de tedavi gerektirecek düzeyde tekrarlar olur. Ailesel yatkınlığı olan, kişilik problemi olan,  yoğun stres altında olanlarda hastalık tekrarlama eğilimindedir. İlaç tedavisiyle beraber psikoterapi görmek tekrarları azaltır…

İLAÇLARI HANGİ SÜREDE VE HANGİ DOZDA KULLANMAK GEREKİR?

Depresyon tekrar edebilen bir hastalıktır. Ailesinde benzer hastalıkları olanlarda tekrar riski daha fazladır.

Panik bozukluk panikataklarla seyreden bir hastalıktır. Çoğunlukla depresyon, agorafobiyle birliktedir. Bu nedenle tedavinin uzun süreli olması gerekir.

Her bireyin hastalığı kendine has olduğu için, tedavi de ona has olmalı…Tedavi süresi ve ilaç dozuda kişiye özel olmalı. Tıpta bir kural vardır. “Hastalık yoktur hasta vardır” hastalığın süresi, şiddeti,  ailesel yatkınlığın olması ,tekrar edip etmediğine göre tedavi süresi ve ilaç dozu değişebilir.

Genel bir şeyler söylemek gerekirse;

İlk defa Depresyon ve  panikatak teşhisi konan birisi; tam düzelip ,önceki normal yaşamına dönene kadar ilaç kullanmalı. Fakat ilacı yine kesmemeli .İyi olduğu halde bir-bir buçuk yıl daha “koruyucu” tedavi görmeli. Bu uygulama , ilerideki olası tekrarları aza indirmek içindir…

Kişi düzeldikten sonra , günün birinde tekrar Depresyon ve  panikatak yaşar ve başa çıkamazsa ,tedavi süresi 2-3 yıl arası  olmalı.

Yine günün birinde üçüncü tekrarını yaşarsa  4-5 yıl sürdürmeli.

Bütün bunlara rağmen tekrarlar oluyorsa  ömür boyu koruyucu tedavi görmeli. Tansiyon ,şeker, kalp hastası nasıl ömür boyu ilaç kullanıyorsa ; sık tekrarlayan panik ve depresyonlarda da devamlı ilaç kullanılmalı. Kişi bunu kompleks  yapmamalı. Eğer ilaçla her şey normale dönüyor ve yaşam kalitesi yükseliyorsa neden kullanılmasın? Fiziksel hastalıklar hastalıkta panik- depresyon hastalık değil mi?  Ve kullanılan ilaçlarda tedavi amaçlı  ve zararı olmayan ilaçlardır.

Uzun süreli ilaç kullananların yılda bir kez, genel çek-up tan geçmesi gerekir.

Antidepresanlar Depresyon ve  Panikatakda  Hangi Dozda kullanılmalı?

Yeni kuşak (ssrı) antidepresanlar)(paksil, prozac,lustral,cipralex, cipram gibi)  20- 40 mg arası kullanılabilir.Nadiren 60 mg a kadar kullanılabilir

Efexor (snrı) 150-450 mg arasında kullanılabilir.

Eski kuşak antidepresanlar (Tofranil, anafranil gibi) 75-300 mg arası bir dozda kullanılabilir.

Ludiomil, Maprotil gibi ciddi depresyon ilaçları ise 100-225 mg arasında kullanılabilir.

Tekrar vurgulamak gerekirse, ilaç dozu kişiye özeldir. O kişiyi depresyon ve  panikten tamamen arındıran dozu yakalayana kadar ilacı artırmak gerekir…

İLAÇLAR İYİ GELMEDİYSE NE YAPMALIYIZ? İLAÇLARI NE ZAMAN DEĞİŞTİREBİLİRİZ?

Bir çok hastadan : “dr bey, bir sürü ilaç kullandım, hiç birisi iyi gelmedi, ne yapacağıma şaşırdım.” Şeklinde  yakınmalar duymaktayız…

Bu yakınmaları birkaç türlü değerlendirmek gerekir. Bazı kişiler ;ilacın alınır alınmaz etki etmesini ve birkaç gün yada hafta içerisinde hemen etkili olmasını bekler.Bazıları da hemen düzelmeyi umud eder. Olmayınca “ bu ilaç bana iyi gelmedi” denir. Oysa antidepresanlar kullanılmaya başlandıktan iki- üç hafta sonra etkili olmaya başlarlar. Tam etkisi ise aylar sonra ortaya çıkar. Panikatak ve depresyondaki belirtiler birden geçmez.sırayla ve azala azala geçer.

Kimi insan  bir iki kutu ilaçla her şeyin düzeleceğini zanneder. Kimisi bazı yan etkilerden dolayı ilacı hemen bırakır başka ilaca geçer, ondanda memnun değilse başka ilaç… bazende doktorların bazıları, zamanından önce, gereksiz ilaç değişiklikleri yaparlar…

Yazımızın başlarında değindiğimiz gibi, antidepresan ciddi bir yan etki yapmadıkca (serotonorjik sendrom) kullanılmaya devam edilmelidir.

Bir ilacın iyi gelmediği nasıl anlaşılır ve ilaç değişikliği ne zaman yapılır?

Herhangi bir antidepresan; iki aylık sürede  ve tam tedavi dozunda kullanıldığı halde  hala  sonuç vermiyorsa değiştirilebilir. Örneğin Efexor günde 300 mg, seroxat-paxil 40 mg dozunda  iki ay kullanıldığı halde , hiçbir ilerleme yoksa, o zaman başka bir ilaçla değiştirilebilir. Her ilaç için bu kural geçerlidir…Pek tabiî ki iki ayda tam düzelmeyi beklemeyin. Panikatak ve depresyonda  belirtiler  birden yok olmaz. Azalarak ve zaman içerisinde yok olur. Bu yüzden iki ayda beklenen , çok azda olsa düzelmenin baş göstermesi ve hastanın “yeşil ışık” görmesidir.

Bazı uzmanlar bu süreyi altı aya kadar  uzatırlar. Bana göre; bir hekimin verdiği ilaç ve hekimin uyguladığı tedavi yöntemi , altı ayda hiçbir değişiklik oluşturmuyorsa, o hekimi değiştirmek daha doğru olur…

İLACI KESME KRİTERİ NE OLMALIDIR?

Bir çok insan , haklı olarak devamlı ilaç kullanmak istemez. Her gün ilaç alma mecburiyeti ,hakikaten sıkıcı bir durum. Mükemmeliyetçi ,titiz kişilikte ve aşırı kontrollu bireyler ;ilacı yaşamlarına bir müdahale gibi gördüklerinden , ilaca pek sıcak değillerdir. Ama sağlıklı olmak için gerekiyorsa, mecburuz. Bunu da içselleştirmek gerekir. Panik problemi olan birisi ne zaman ilacı kesmeli?

Aşağıdaki 1. maddedeki önerilerim, kısa süreli ilaç kullanmaktan yana olan kişiler içindir:

(Kendi klinik deneyimlerimde, daha uzun süreli tedaviler önerdiğimi yukarılarda okumuşsunuzdur)

1-ilk defa Depresyon ve panikatakla tanışanlar, tedaviyle tam düzelip, bu düzelmeyi en aşağı,  altı ay sürdürmeleri durumunda kademeli azaltıp kesebilirler…

Bir süre sonra Depresyon ve  panikatak tekrarlarsa , bu sefer süreyi  bir buçuk- iki yıla uzatmak gerekir.

2-Ailesinde Depresyon, panikatak ve  diğer anksiyete bozuklukları problemi olanlar ,2-3 yıl kadar tedaviyi sürdürmeliler.Genetik yatkınlığı olanlarda hastalık tekrarı sık olabilmektedir…

Bu kişilerde tedaviden sonra, yine ataklar tekrarlarsa, tedavi süresini  5- 6 yıla çıkarmak gerekir. Buna rağmen yine tekrarlarsa ömür boyu koruyucu tedavi görmek tercih edilebilir.

PANİK KRİZİNİ DURDURAN BİR İLAÇ VAR MI?

Bugün itibarıyla panikatağı durduran bir ilaç yok. Ama paniğin şiddetini azaltan ilaçlar vardır.

Bunlardan en bilineni ,panikataklıların çokca kullandıkları xanax’tır. Bir çok hasta nöbet anında kullanırım diye xanax ı cebinde taşımaktadır. İyi olmanın bir ölçüsü de; xanax ı üzerimizden ve her yerden uzaklaştırmaktır…Ben  xanaxın kötüye kullanıldığını görüyorum. Çok dikkatli kullanıp kısa sürede kesmek gerekir. Ativan, Diazem , Rivotril diğer yeşil reçete ilaçlarıdır. Panik başladığı gibi mutlaka biter. Bu ilaçlara mümkün olduğunca “bulaşmamak” gerekir.

GEBELİK VE EMZİRME DÖNEMİNDE KULLANACAĞIMIZ BİR İLAÇ VAR MI?

DEPRESYONLU, PANİKATAKL İNSANLARDA  HAMİLE KALABİLİR VE ÇOCUK SAHİBİ OLABİLİR.

TEDAVİ OLMAZSANIZ DAHİ, SIKINTI VE STRESLEDE OLSA HAMİLELİK OLABİLİYOR.FAKAT BAZILARIMIZ İÇİN, ÇOK ZOR VE YORUCU BİR SÜREÇ. AMA BİR ÇOK PANİKATAKLININ HASTALIĞI HAMİLELİKTE AZALABİLİYOR.DEPRESYONLU HANIMLAR DA BU ORAN % 50 GİBİ…

BANA GELEN  HASTALARIMDA ŞÖYLE BİR YOL TAKİP EDİYORUM.

1-ÖNCE HASTALIĞINI TEDAVİ EDİP, 6 AYDA TAM DÜZELMENİN OLDUĞU VE İLAÇ KULLANILMADIĞI BİR DÖNEMİ İSTİYORUM.ÇÜNKÜ, “DÜZELDİM” DİYEBİLMEK İÇİN, HASTALIKLA İLGİLİ HİÇ BİR BELİRTİ VE ŞİKAYETİN OLMAMASI VE BU HALİN İLAÇSIZDA 6 AY DEVAM ETMESİ GEREKİYOR.
BU HASTALARIMIZ HEMEN HAMİLE KALABİLİYOR.

2-HASTALIK TAM DÜZELMEDEN KİŞİ HAMİLE KALMAK İSTİYORSA YADA ÇOCUK İSTİYOR AMA ERTELİYOR FAKAT “KAZARA” HAMİLE KALMIŞ VE ÇOCUĞU ALDIRMAK İSTEMİYORSA BU DURUMDA DA ŞÖYLE ÖNERİLERDE BULUNUYORUM:

-KULLANILAN İLAÇ ZARARLIYSA KADEMELİ AZALTIP KESİYORUM. TERAPİ VE DOĞAL YÖNTEMLERLE TEDAVİYE ALIYORUM. HAMİLE HANFENDİ HİÇ BİR İLAÇ KULLANMAK İSTEMİYORSA ONADA BU YÖNTEMİ UYGULUYORUM.
İKİ HAFDADA BİR TERAPİYE ALIYORUM.İSTEDİKLERİ ZAMAN BANA ULAŞABİLİYORLAR.

-EĞER İLAÇ ÇOCUĞA ZARARLI DEĞİLSE, HANFENDİ DE KULLANMAK İSTİYORSA DEVAM EDİYORUZ.BAZEN DOZU AZALTIYORUM.

-MUTLAKA İLAÇ KULLANILMASI GEREKEN DURUMLARDA HAMİLELİKTE KULLANIMI SAKINCALI OLMAYAN İLAÇ ÖNERİYOR VE TERAPİYLE DESTEKLİYORUM.

NETİCEDE HİÇ BİR KOMPLEKSE KAPILMAYIN. DİĞER BAYANLARDAN BİR EKSİKLİĞİNİZ YOK.BİYOLOJİK BİR BOZUKLUK OLMADIKTAN SONRA, BEYİN OLARAK KENDİNİZİ HAZIRLARSANIZ, PEK ALA ÇOCUK SAHİBİ OLABİLİRSİNİZ. HİÇ BİR PANİKATAKLI  VE DEPRESYONLU HAMİLELİĞİNDE ÖLMEMİŞTİR. EĞER ÇOCUĞU ÇOK İSTİYORSANIZ HAYALLER KURUYORSANIZ TERAPPİ ETKİSİ BİLE GÖSTERİYOR. BAZEN PANİKATAKTAN, DEPRESYONDAN ESER KALMIYOR.
KİMİSİNDE DE ÇOCUK İSTENMİYORSA; HASTALIK AĞIRLAŞABİLİYOR.HASTALIĞI OLMAYANDA HASTALIK ORTAYA ÇIKIYOR…

BENİM BU GÜNE KADAR BİR ÇOK HASTAM DOĞURDU VE ÇOCUKLARIDA ÇOK SAĞLIKLI. HİÇ ENDİŞE ETMEYİN.

Aşağıda da sitemizdeki bir üyenin  sorusuna, diğer bir üyemizin önerilerini okuyacaksınız

“Merhaba, dün gece geçirdiğim en ağır nöbetten sonra hemen sitenizi buldum ve üye oldum. benim gibi çok insan olduğunu biliyorum. bu beni rahatlatıyor. aklımda biraz farklı bir soru var panik atakla ilgili.
panik atak bir hamilenin dokuz ayı nasıl geçer. hamilelik sırasında oluşan nefes daralmaları ve diğer etkiler panikle birlikte şiddetlenebilir mi. ve en önemlisi doğum anında bizi kontrol edebilirler mi. çünkü ben o an kesinlikle büyük bir nöbet yaşayacağımdan korkuyorum. bilgilendirirseniz sevinirim.
_________________
dokunmayın paniğim var”

“slm arkadaşım soruna şöyle cevap vereyim hamilelik tabiki zor bi durum ,hele panik atak ta çok zor. Ben hamile olunca panik tedavisini yarıda bırakma k zorunda kaldım ve tabi ki o zaman panik daha da agırlaştı ,inan bana moral bozmak istemem ama cehennem gibi bi hamilelik geçirdim çarpıntılarım çok fazlaydı, vede baş dönmeleri tabiki bide üstüne dogum korkusu anlatılamaz bişey .ilk dogum normal olmasına ragmen bu hamileligimde kendi istegimle sezeryan tercih ettim, o günleri hatırlamak bile istemiyorum, şu an bebegim 10 aylık sütten kestim 2 ay önce tedavi ye başladım, ama sizlere tavsiyem panik hastaları bence tam olarak iyileşmeden hamile kalmasın çünki ben yaşadım biliyorum çok kötü günlerdi ama tabi herkes de bir olmayabilir hamilelik zaten başlı başınca bi stres bide panik hastasıysan sorma gitsin amacım korkutmak degil sadece yaşadıklarımı söylemekti sevgiyle kalın

Ben doğumdan hemen sonra ataklar yaşamaya başladım…İnanılmaz kötü günler geçirdim..Gözüm hiç birşeyi hatta bebeğimi bile görmüyordu.Dr ,emzirdiğim için bana çok az dozda ilaç verdi bu ilacın hamilelerde de kullanıldığını, belli bir şikayetten sonra kar zarar ilişkisine bakılmaksızın ilaç mutlak oluyormuş…

Neler yapabilirsine gelince:
-İnternetten bebek alışveriş sitelerine bakabilirsin
-Hamilelikte bebeğin gelişimi ile ilgili bebişinin gelişimini takip ederek zaman geçirebilirsin
-Mutlaka temiz hava almalısın, bol yürüyüş yapmalısın..
-Ferarisini Satan Bilge yi okumanı tavsiye ediyorum, insanı sakinleştiriyor.
-Panik anında nerdeysen hemen ordan çıkmanı , başka bir odaya gitmeni ve müzük açmanı tavsiye edebilirim..
-Eşinle bu sıkıntılarını bol bol konuş, çok iyi geliyor.
-Atak anımnda eline kalem kağıt alıp hissetiklerini yazmakta çok iyi geliyor.
-Hatta bebeğine mektuplar yazabilirsin:)….

Bunların , atak anında ilgini başka şeylere çekebilmen için aklıma gelen birkaç öneri…Unutma yapabilirsin, bebişini düşün ve onu hayal et. “

PANİKATAĞIN BİTKİSEL “İLAÇLARLA” TEDAVİSİ VAR MI?

Panikatak ve Depresyonun bitkisel ve doğal ürünlerle tedavisi konusunda iki ayrı makaleyi ayrı bölümde okuyabilirsiniz.

1-İlkbahar ve yaz depresyonları ve panikataklarının doğal yöntemlerle tedavisi,

2-Sonbahar ve kış depresyonları ve panikatakların doğal uygulamalarla tedavisi.

ANTİDEPRESANLARIN CİNSELLİĞİ BASKILAMALIRINI NASIL GİDEREBİLİRİZ?

Antidepresanların yan etkileri her keste aynı oranda ortaya çıkmaz. Kimi  insanda bütün yan etkiler görülürken,kimisinde hiçbir yan etki ortaya çıkmaz.Bazılarında  daha hafif olarak çıkar.Çoğunlukla cinselliği baskılarlar. Nitekim www.panik-atak.com  sitemize bu konularla ilgili yoğun şikayetler yazılmaktadır.Aşağıda bunun bir örneğini bulacaksınız.

“merhaba arkadaşlar, uzun süredir önce prozak daha sonra cipralex-stablon ve son olarakta seralin kullanıyorum, evliyim, ancak cinsel hayatım bitti, korkunç derece de soğudum ve cinsellik istemiyorum ama eşimi de düşünmek zorunda olduğumdan istemeyerek birlikte olmak zorunda kalıyorum, ilaçların yan etkisi nasıl yok edilir cinsel hayatım nasıl normale girer bilen varsa lütfen bana yardım etsin”
Sevgili kardeşim,
antidepresanların çoğu değişik derecelerde cinselliği baskılar.İstek azalabilir, ereksiyon problem
i, orgazm olamama sorunu ortaya çıkabilir. Tedavi bitince bu yan etkiler geçer.Eşinizle her şeyi açık açık konuşun.İnanmıyorsa doktorunuzla konuşturun. “Eşimi mutlu edemiyorum diye ayrı bir stress yaratmayın” bu hastalığınızı olumsuz etkiler. Aşağıdaki önerilerimden 6. madde hariç bayanlarda yararlanabilir.

İlaç yan etkilerini azaltmak için
1-Bol bol deniz mahsülleri yiyin
2- her gün bir avuç kabak çekirdeği tüketin.
3-Ginseng çayından günde iki fincan için
4-hereketli olun.Kahkaha atın.
5-tahrik edici kokular kullanın.
6-Haftada bir iki kere ereksiyon sağlayan ilaçlardan alabilirsiniz.(cialis,levitra, viagra, sildegra)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir