İnsan ve Aşk

Bireysel ve Toplumsal Kimlik
12 Haziran 2017
Erkekler Neden Aldatır?
12 Haziran 2017

“İnsan” ve “Aşk”; insanlık tarihi boyunca yan yana  anıla gelmiş iki sözcük ve derin anlamları olan iki kavram…

Aşk konusunda sayısız şiir, yazı yazılmış; aşklar, filimlere, oyunlara, romanlara konu olmuş, aşk hakkında beste yapılmış, şarkılar, türküler, ilahiler, kasideler, gazeller okunmuş..

Aşk, kişiden kişiye farklı hissedilen ve yaşanan bir olaydır.

Kişinin genetik,sosyal kültürel yapısı,yaşam felsefesi,dünyayı ve kendisini algılayışı aşkı hissedişini de etkiler. Ayrıca o anda içinde bulunulan ruhsal durum da çok belirleyicidir.

“Aşkın gözü kördür”Aşk insanı sarhoş eder”Aşık insan  maşukundan başkasını görmez”şeklindeki sözler,aşık olan insanın yoğun bir duygusallık yaşadığını,dış çevreyle olan irtibatının sınırlandığını vurgular; beyinsel faaliyetlerinin durup tamamen duygusallığın hakim olduğunu anlatır.

Aşk olayı çok çeşitlidir;i nsanın insana insanın doğaya,başka bir canlıya veya mistik değerlere ,en fazla da Allah’a aşkı,yaygın olan aşk türleri ,dir.

Yazılı edebiyatta en fazla işlenen konu”insanın insana olan aşkıdır.

Çocukluk,gençlik,yaz ve tatil aşkları çok konuşulur.kara sevdalar,karşılıksız aşklar;Leyla ile Mecnun,Ferhat ile Şirin aşkları dillere destan olmuştur.

Ayrıca öğrenci öğretmen aşkı,patron sekreter aşkı,genç kız yaşlı erkek aşkı da üzerinde durulması gereken bir konudur.yasak aşklar,tutkulu aşklar da bir çok sorun yaşanan aşklardır.

Aşk,”bir insanın özellikle karşı cinsten birinde görmek istediği özellikleri,duyguları,güzellikleri ona yansıtıp tekrar ondan algılaması durumu dur.Aşkın gözünün kör olması bu nedenledir;çünkü kişi ancak ihtiyacı olan şeyleri algılayıp hissetmekte,hatta görmemektedir.

Bazı psikiyatrik bozukluklarda aşk olayı çok yoğun ve saplantılı hale gelir.

Kişilik olarak çekingen, utangaç olan bir insan kendisi için ideal olabilecek birine aşık olursa,zihninde hep onunla ilgili düşüncelerle dolaşır,fantezilerini hep onun üzerine kurar,adeta onunla bütünleşir.Sanatçılara,artistlere aşık olan gençler,genelde bu türden zayıf kişiliği olan insanlardır.

Depresyon geçiren insanların bir kısmı da sorunlarından kurtulmak için farklı his arayışına yönelebilir,yasak bir ilişki yaşayabilirler.O an yaşadıkları bunalımdan,boşluktan kurtulmanın bir çabasıdır bu…Öyle olur ki,sevilen insanın her sözü davranışı,giyinişi,oturup kalkması,kısacası her şeyi onlar için önemli olur;Yanlış bir tavır onları alt üst eder.Aşırı kıskançlıklar olabilir.

Aşk üzerine ünlü düşünürlerin de önemli sözleri vardır.

Aşk bir mucizedir”(Emile Zola)

Aşk bir muammadır”.(Eflatun)

Aşk bir nöbettir.(Stendhal)

Aşk hislerin şiiridir”.(Balzac)

Ayrıca şair Aragon

    Bir tek aşk yok acıya gark etmesin

    Bir tek  aşk yoktur kalpte açmasın yara

    Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda

    Ve senden  daha fazla değil vatan aşkı,da

Bir tek aşk yok yaşayan,göz yaşı dökmesin

    Mutlu aşk yoktur,ama

    Böyledir ikimizin aşkı da

Derken aşkın insanı mutlu etmediğini vurgulamaktadır.

Bazı psikiyatrik bozukluklarda aşkın ön planda ve saplantı halinde yaşadığını belirtmiştik.saplantı ve takıntıya yatkın insanların hastalıklarında,özellikle depresyona ve “obsesif kompilsif bozukluk”dediğimiz hastalıklarda,sevilen birisi saplantı, tutku halinde sürekli zihni işgal eder;Acaba şimdi nerede?Ne yapıyor?Ne giyiyor?İşinde nasıl?Beni nasıl algılıyor?Evinin,iş yerinin önünden geçsem

Acaba ne tepki verir?şeklinde zihinsel meşguliyetler olur.

Yine çocukluk ve gençlik döneminde babasıyla iyi ilişki kuramayan veya ana babasıyla ayrı olan insanların bir kısmı,baba figürü yerine geçen insanlara karşılıklı veya karşılıksız aşık olabilirler. Aslında bu onların,”baba”ya olan özlemidir.Erkek çocuklarda tatmin edilmemiş veya aşırı tatmin edilmiş,bağımlı hale gelmiş anne sevgisi de zamanla seçeceği insanı belirler ve yaşça büyük kadınlara,özellikle anne şefkati gösterebilen kadınlara aşık olunur.

Netice olarak;aşk,psikolojik,biyolojik,sosyal boyutlarda bir fenomendir.Aşk insanların bir çoğunda beyninde”serotonin”denen kimyasal  maddenin az salgılandığı ve aşk bittiğinde ise normale  döndüğü saptanmıştır.Yine aşık olmada,insanların salgıladığı bazı koku ve hormonların da rol oynadığı söylenmektedir.Çekici kokuların insanları birbirine yakınlaştırdığı çeşitli deneylerle saptanmıştır.Aşkı biraz”normal dışı ,fakat sınırlı yaşanması gereken bir duygu”olarak değerlendirmek gerekir;çünkü aşk atmosferinde yaşananlar aşk bittiğinde bir daha geri gelmeyecektir.

Aşık  olan insanın duygularına saygılı olmak ve önemsemek gerekir.Aşık olduğu insanı kötülemek veya duygularını hafife;aşık insanı kızgınlığa ve öfkeye iter.Anlaşılmadığını düşünüp içine kapanabilir.Aşkına yanıt alamayan insan bazen ağır depresyona girip,intihar dahi edebilir…

Aşkta aşırılık ve abartı;kişinin sosyal,mesleki yaşamını olumsuz etkiliyorsa yardım almak gerekir,öncelikle onu anladığımızı ve önemsediğimizi hissettirmemiz gerekir.Daha sonra  yaşamın diğer yüzlerinde göstermek mümkün olabilir.

AŞKI NASIL YAŞIYORSUNUZ?(TEST)

1.Aşık  olduğunuzda kendinizde ne gibi değişiklikler hissedersiniz?

a)Hep onu düşünüyorum.

b)Onu görme isteğime karşı koyamıyorum.

c)Uykularım kaçıyor.

d)İlişkilerimde çözümler yaşıyorum.

2.Aşk hayatınız biyolojik saatinizi nasıl etkiliyor?

a)Sabahları kötü uyanıyorum.

b)Kafamı hep dolu oluyor

c)Yemek yeme isteği olmuyor.

d)Uykuya dalmakta zorlanıyorum

3.Aşık olduğunuzda insan ilişkilerinde zorlanıyor musunuz?

a)Kimse beni anlamıyor gibi geliyor.

b)Sık aradığım arkadaşlarımı aramıyorum.

c)Hep onu düşündüğümden başkalarını algılayamıyorum

d)İlişkilerimde sabırsızlığım artıyor.

4.Aşkın sizde meydana getirdiği etkiyi nasıl tanımlarsınız?

a)Tutku,coşku,neşe

b)Öfke,gözü karalık,kırgınlık.

c)Yenilgi,uykusuzluk,huzursuzluk.

d)Hayal kırıklığı,kaçıp gitme isteği.panik.

5.Aşık olduğunuz kişi karşısında neler yaşıyorsunuz?

a)Ona karşı kendimi zayıf hissediyorum

b)Ona karşı hissettiklerimi bir başkası için asla hissetmiyorum

c)Sadece benimle ilgilensin istiyorum

d)Aşkım mutlaka acıyla sona erecekmiş korkusu yaşıyorum.

6.Aşkın en şiddetli hali olan”kara sevdayı kendinize göre nasıl yorumluyorsunuz?

a)Onun kendini sevmesi bile beni çıldırtıyor.

b)Sadece beni düşünsün,benimle ilgilensin istiyorum.

c)Bakışıyla eriyor,yaşadığımı unutuyorum.

d)Onsuz olduğumda,endişe,huzursuzluk,yalnızlık  yaşıyorum.

7Aşık olduğumda kendimi şöyle tanımlıyorum:

a)Genellikle melankolik olurum.

b)Sinirlerim alt üst olur.

c)Çaresiz ve saplantılı olurum.

d)Sık ağlama krizlerine tutulur ve hassas olurum.

8.Aşık olmak duygusal yaşamınızı nasıl etkiliyor?

a)Genelde duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum

b)Ona karşılık veremediğimi düşünüyorum.

c)Bazen neşe,bazen hüzün hissediyorum.

d)Yaşadığım duygulardan dolayı kendimi şanslı hissediyorum.

9.Duygusal karmaşa yaşamınıza neden olan aşk  bittiğinde neler yaşıyorsunuz?

a)Kendimi rahatlamış hissediyorum.

b)Yalnızlık ve panik yaşıyorum.

c)Kıskançlık ve yenilgi yaşıyorum

d)Hayal kırıklığı ve kendime karşı öfke.

10.Aşk sona erdiğinde kişiliğinizin bundan nasıl  etkilendiğini  düşünüyorsunuz?

a)Öz güvenimin eksildiğini hissediyorum.

b)Kendi kendimi suçluyorum.

c)Kendimle ilgili olumsuz fikirlere kapılıyorum.

d)Yaşadığım şeyin gerçek aşk olmadığını düşünüyorum

TESTİN YORUMU

Toplam”A”şıkları fazla ise;

Aşkı en şiddetli haliyle yaşıyorsunuz.hep onu düşünüyorsunuz.Çevrenizdeki hiç kimsenin sizi anlamadığını düşünüyorsunuz.Zaman zaman yaşadıklarınızdan dolayı kendinizi neşeli coşkulu hissetseniz de,ona karşı kendinizi zayıf hissediyorsunuz.ilginin sürekli üstünüzde olmasını istiyor,duygularınızı ifade etmekte zorlanıyorsunuz..

Toplam”B”şıkları fazla ise;

Aşık olduğunuz kişiyle ilgili duygularınıza gem vuramıyorsunuz.Aşkınız tüm yaşamınıza hakim -Olmuş.kafanız hep onunla meşgul…zaman,zaman bu halinizle ilgili öfke ve kızgınlık yaşıyorsunuz,ancak onu görme isteğine karşı koyamıyorsunuz.Bu duygu bazen tüm benliğinizi sarıyor,sinirlerinizi alt üst oluyor.Bu yaşadığınız çelişkiler bazen neşe,bazen hüzün yaşamanıza neden olur.

Toplam”C”şıkları fazla ise;

Aşkı saplantılı ve tutku halinde yaşıyorsunuz.Uykularınız kaçıyor,yemek bile  yemiyorsunuz.Çevrenizde ve ilişkilerinizde hep onu görmek,hep onunla olmak istiyorsunuz.Bu saplantılı halinizle başa çıkamaz hale gelip huzursuzluk yaşıyorsunuz ilişkiniz bittiğinde kendinizi kontrol edemeyip kıskançlık ve yenilgi yaşıyorsunuz.

Toplam “D”şıkları fazla ise;

Aşksız yaşamayan ve aşkı delice yaşayanlardansanız.Aşık olduğunuzda tüm ilişkileriniz olumsuz etkileniyor,çözülmeler yaşıyorsunuz.Aşık olduğunuzda tahammülsüz ve sabırsız oluyorsunuz.Bu yapınızla ilişkilerinizde hayal kırıklığı,endişe ve huzursuzluk yaşıyorsunuz.

KARA SEVDA” DEDİKLERİ

Saplantılı bir halde aşksız yapamayan ve delicesine aşık olanlar,duygularını ifade ederlerken,genellikle benzer cümleler kullanırlar.

-“Hep onu düşünüyorum.,

-“Onu görme isteğime karşı koyamıyorum”.

-“Bir bakışıyla eriyorum;dokunuşuyla dünya kararıyor”

-“Onunla  telefonda konuşmak bile beni mutlu ediyor”.

-“Beni sevmiyor,biliyorum;en azından benim onu sevdiğim gibi sevmiyor”.

-“Onun için hissettiklerimi başkası için asla hissedemem”.

-“Kıskançlıktan ölüyorum onun kendini sevmesi bile beni çıldırtıyor”.

-“Sadece benimle ilgilensin istiyorum”.

-“Onun için her an ölüyorum”.

-“kendi kendime söz verdim üstüne bu kadar düşmeyeceğim”.

“ Her aşk mutlaka acıyla sona erecek”.diye bir kural yok.Bazen öylesine başlayan aşklar yine aynı şekilde sesiz sedasız sona erebilir;hemen hemen hepinizin başına gelmiştir.Bazen öyle bir sevda yüreğimizin ortasına çörekleniverir,ki kendimiz  de anlarız bu daha öncekilerden faklı olduğunu hatta eşimize,dostumuza;”Bu kez farklı…Abayı yaktım”deriz.onsuz geçen günlerimiz kabusa dönüşür ,uykularımız kaçar;onsuz bir adım atamaz oluruz.

“Derin bir aşkın bitişi de aynı  oranda sarsıcı gerçekleşir.Yürek çarpıntıları,sinir krizleri,ağlamalar,iştahtan kesilmeler,yani neredeyse hummalı bir ,bir hastalık sarar tüm bedenimizi….Öylesine acı verir ki,ne yapacağımızı bilemeyiz.Öyle ağrı sızı gibi bir şey olmadığından ilaç alınca da geçmez.Kendimizi nereye atacağımızı,bu dertten nasıl  kurtulacağımızı düşünürüz kara,kara

Psikiyatristler bu tür sevda yaralarını ciddiye alırlar.Ruhi dengede bir bozukluk meydana getiren ve tıpta da”melankoli”diye adlandırılan bu ruh haline bürünen kişinin kafası sağlıklı  çalışmaz,bütün sinir sistemi alt,üst olur,vücudunun çalışması aksamaya başlar,mide hazımsızlığı veya iştahsızlık giderek artar,ya sağlıksız  şekilde kilo verir,kara ciğeri tıkanır,uykuları düzensizleşir….Böyle bir durumda kişi çaresiz kalmışsa.giderek kötü fikirlere saplanıp kalır .Psikiyatristlere göre,bu durumda  müdahale etmek şarttır;Çünkü yine onlara göre,bu durumda kişi giderek saplantılı fikirlerle başa çıkamaz hale gelir.ve en sonunda çılgınca kara almaktan da geri kalamaz.

Nasıl Geçer?

Tutku,coşku,neşe,heyecan,hırs,çılgınlık,sakinlik,gözü karalık,kıskançlık,yenilgi,uykusuzluk,kırgınlık,öfke,hayal kırıklığı,yalnızlık,kaçıp gitme isteği ve panik..

Yani aşk ve aşkın sona erişi…

Yaşamla ölüm arasında gidip gelen duygu karmaşasını yaşamamıza neden olan aşk,sona erdiğinde acısı da aynı şekilde sona ermez.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir